2015de cok yuksek duygular icerisinde bir apartmana yazdigim hikayeyi saymazsak bu bloga 2014de istanbula tasindigimdan beri yazmiyorum. isin kotu yani hayatimin guzel kisimlarini hic kayit altina almamis olmam. gecmisine dair cok az sey hatirlayabilen bir insan olmak yaslanmaya basladigimi cok net fark ettigim 30lu yaslarimda bir sorun olmaya basladi. ben de kisa bir sure once yazmaya ve gecmisdeki en azindan donum noktasi diyebilecegim olaylarin tarihlerini kafamda tutmaya karar verdim. dijital bir kaydinin da bu blogda bulunmasi icin 2014-2022 arasinda basima gelenlerden bahsedecegim. ben ingilizce klavyeye alistim ama belki bir allahin kulu okursa diye turkce klavyeye gecis yapiyorum. ve hey eger yazmakta zorlanirsam okuyacagindan bile emin olmadigim allahin kulu yerine canim kendimin rahatina geri donerim.
deneme
ğü
şi
öç.
son cümleden de anlayacağınız gibi canım kendim, biricik güzel insan, özgür ruhlu maceracı bebiş modunda kapatıyorum 2022yi. bu zaman diliminin sonunda başıma geleni en baştan söyliyim, milyonlarca seçenek arasında benim seçtiklerim sayesinde sahip olduğum ve olabileceğim maddi nerdeyse her şeyi kaybettim. wow böyle diyince çok korkunç oluyor ama ben halimden memnunum merak etmeyin ¯\_(ツ)_/¯ bahsi geçen seneler içinde istanbul, new york ve bodrumda yaşadım. bak mesela bu cümleyi de 2014deki halim okusa wow derdi. neyse sonuç olarak kasım 2022de ankaraya geri döndüm, bütün bu seneler boyunca sevmek için her şeyi yaptığım ama sevemediğim mesleğimi 2022 yazında bıraktım. inanılmaz! bunun bile sevinci yetiyor bana, kendimle gurur duyuyorum. yine de yeteri kadar özgüvenli değilim bu konuda sadece gözümü kararttım artık. eğer başka bir sektörde iş bulamazsam geri dönmek zorunda kalabilirim diye canım sıkılıyor bazen. bu bloğa yazmayı bıraktığım zamanlar başıma geleceklerin henüz farkında değildim ama mesleki tatminsizliğim beni yıllar içinde çok yordu, üzdü ve bir çok sorunlu kararın arkasında sinsi bir sebep olarak yerini aldı. bu yüzden şimdi bunu değiştirecek imkan ve gücüm varken 2023 yılında başka bir kariyer peşinde koşacağım. umarım bu konu hallolur artık. yine de belirtmemin faydası var, bu geçen yıllar içinde herhangi bir konunun hallolmasının herhangi bir şeyi halletmediğini öğrendim.
son zamanlarda özgür iradenin olmadığını, simülasyonda olduğumuzu ve simülasyon algoritmasına göre dünyada doğan birinin karakter özellikleri ve karar alma mekanizmasının diğer gezegen ve gök cisimlerinin konumlarına göre atandığını düşünüyorum. bu durumda gezegen dışında doğan ilk bebek ilk özgür iradesi olan insan olabilir. simülasyonu yazanların amacı da bunun olup olamayacağını görmek olabilir. dünya dışında bir yerde "yaşayabilecek" miyiz bilmiyorum ama ömrüm yettiği süre içerisinde bir şekilde ömrümü uzatacak ya da bilincimi bir donanıma aktaracak bir teknoloji satın alma imkanım olursa diye bu amaca hizmet etmeyen tüm harcamalarımı durdurdum. bu şekilde kuantum dolanıklığı meselesi ya da simülasyon teorisinin sonu nereye gidiyor görebilirim belki. hmm garip bir hayat tarzı OK babe (☞゚∀゚)☞
son zamanlarda düşündüğüm bir başka şey ise doğu inançlarında egoyu öldürme meselesinin çok abartıldığı. batının bilimsel bakışaçısı birçok konuda olduğu gibi burada da kazanıyor bence. ha neyi kazanıyor? onu tam olarak açıklayamıyorum ama, dünya dışında bir yerde bir insan bebeğinin doğması için verilecek mücadeleyi kazanıyor diyelim. bundan ne anlarsanız anlayın artık. bu konuyu tam olarak kapatamadım hala budizm araştırıyorum, işin içinden çıkarsam haber falan da veremem herkes kendi çıkar bi şekilde.
neyse bahsi geçen zaman dilimine geri dönelim. bir sürü arkadaş geldi ve gitti ama elimde çok sağlam 3 kişi kaldı. hepsi harika, hepsi başka bir yönümü tamamlıyor, hepsi çok güçlü ve ilham verici insanlar. bundan çok memnunum açıkcası. mayıs 2023de 7 yaşına girecek nevi şahsına münhasır, kendi su kabı hariç her yerden su içen bir kedim var. şu an yatakta durmuş duvara bakıyor. o da deli galiba. çok güçlü ve bana örnek olan bir teyzem var ayrıca ben de teyze oldum. dünya tatlısı annem ve baya kalabalık bir ailem var hepsini çok seviyorum. bu zaman diliminde bir kere aşık oldum ama çok geç anladım bunun ne olduğunu. bir kere evlendim, bir kere boşandım. ben ve etrafımdaki herkesin yaşadıklarına dayanarak söyleyebilirim ki bu işlerde dikiş tutturmak inanılmaz zor.
genel olarak sorumsuz biriydim diyebiliriz ya da daha kibar olmak istersek eğlenmeyi seven biri. şimdi tek tek yazmayacağım ama nerdeyse sevdiğim tüm müzisyenleri canlı dinledim çok çok iyiydi. düşünüyorum da paul mccartney kaldı sadece tanrım uzun ömür versin bebişime... bir sürü konser, bir sürü çok iyi konser, festival ve parti. bazen müzik nerd ü müyüm diyorum sonra yok be ne manyaklar var diyip vazgeçiyorum. türk lirası sonbaharda dökülen yapraklar gibi değer kaybetmeden önce baya gezdim de. günümüzde 30 yaşına gelmeden yapılabilecek çoğu şeyi yaptım aslında. çocuk ve kariyer hariç. şu 27 yaşında ölenler kulübü var ya o işin de olayını çözdüm, 27ye kadar her şey çok iyi gidiyor sonra gerçekten saçmalayabiliyor hayat. muhtemelen rock n roll seviyene bağlı olarak öldürüyor da. 27 beni öldürmedi ama sakat bıraktı diyebiliriz, böyle bir kulüp varsa let me in.
internete yazılı içerik üretme devri kapandı biliyorum ama youtube videosu çekmek için fazla pijamalıyım.
son olarak şunu diyebilirim; uzaktan bakıp ah ne güzel hayat, ne güzel bir insan, üf be ne başarılı birey gibi şeyler dediğim bir sürü insanı yakından tanıma fırsatım oldu. inanın nerdeyse herkes düz insan ve herkes kafayı yemiş. bir de gerçekten kafayı yemiş birkaç kişiyle tanışma fırsatım oldu, hiç gerek yok uzak durulmalı.
hala müzik beni çok heyecanlandırıyor, hala matematik ve bilim seviyorum, hala eğlenmeyi seviyorum kusura bakılmasın, ah bir de komedi çok seviyorum. gülmek kalp ben.
sizlere spotify 2022 verilerine göre en çok dinlediğim şarkıyla veda ediyorum.
https://youtu.be/apTreCYsXFM