12 Kasım 2012 Pazartesi

konuşmamalıyız

   çok çeşit insan var ve beni çok yoruyorlar bu yüzden çok nadiren başkasının yerinde olup dünyaya o nasıl bakıyor diye merak ediyorum. ama kimi zaman öyle çok merak ediyorum ki facebook da başkasının gözünden gör fasafisosunu kullanıyorum. neden orada başkasının gözünden gör... yazıyor diye de merak etmiyor değilim. üç nokta neden var? herkes orayı başka tamamlıyor demek. başkasının gözünden gör ve ne kadar adi bir pislik olduğunu anla, başkasının gözünden gör ve nasıl sefil bir hayatın olduğunu anla, başkasının gözünden gör ve ne kadar sevildiğini anla...
   buralar ne kadar yalansa başkasının gözünden kendini de o kadar yalan görüyorsun. sanırım ben başkasının gözünden de kıvırcık görünüyorum o kadar.  http://www.youtube.com/watch?v=fyomdpX4cK4

   ikidir tanımak, tanışmakla ilgili yazıyorum bu da üç olsun; tanışmaya değil konuşmaya çalışsak? hem belki daha güzel vakit geçiririz. ayrıca son sosyalleşme denememden de başarısız ayrıldığıma göre eski köşelerimden birine çekilip bir iki kitap daha bitiririm belki. zaten gözlerimiz bu kadar kapalıyken en fazla kitapları görebiliyoruz, çünkü gizli gizli en sevdiğimiz kısımları baştan okuyabiliyoruz. hayatın tam tersine.
   ve göreceklerimiz asla bitmeyeceği için yaşadığımız her an sonsuz olduğu için ve en çok da sonsuzluktan korktuğumuz için yaşanılan andan öyle hızlı kaçıyoruz ki aslında hep gelecekte yaşıyoruz. selam benimle anı paylaşır mısın? hayır mı... pekala.

   ama yere dökülen kırıntılar elbet ayağına yapışacak, bu yüzden hiç endişelenmiyorum. bu arada bana öyle bir durum söyleyin ki bir beatles şarkısıyla anlatılamasın. bence de yok. bir de hangi ülkenin nerede olduğunu bilmeden, önünde hangi iklimin olduğunu bilmeden yolculuk yapmak güzel olurdu bak bu şimdi aklıma geldi. biraz daha akışkanlar mekaniği çalışmamak için şimdilik bu kadar serbest çağrışabildim sayın okuyucu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder